3- BABASıNDAN
BAŞKASINA BABA DİYEN, EFENDİSİNDEN BAŞKASINA EFENDİM DİYEN KİMSE
حدثنا هناد
حدثنا أبو
معاوية عن
الأعمش عن إبراهيم
التيمي عن
أبيه قال
خطبنا علي
فقال من زعم
أن عندنا شيئا
نقرؤه إلا
كتاب الله
وهذه الصحيفة
صحيفة فيها
أسنان الإبل
وأشياء من الجراحات
فقد كذب وقال
فيها قال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
المدينة حرام
ما بين عير
إلى ثور فمن
أحدث فيها
حدثا أو آوى
محدثا فعليه لعنة
الله
والملائكة
والناس
أجمعين لا
يقبل الله منه
يوم القيامة
صرفا ولا عدلا
ومن ادعى إلى
غير أبيه أو
تولى غير
مواليه فعليه
لعنة الله
والملائكة
والناس
أجمعين لا
يقبل منه صرف
ولا عدل وذمة
المسلمين
واحدة يسعى
بها أدناهم
قال أبو عيسى
وروى بعضهم عن
الأعمش عن
إبراهيم
التيمي عن
الحارث بن عن
علي نحوه قال
أبو عيسى هذا
حديث حسن صحيح
وقد روي من
غير وجه عن علي
عن النبي صلى
الله عليه
وسلم
İbrahim et Teymî
(r.a.)’ın babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: Ali (r.a.) bize birgün
hutbe vererek şöyle dedi:
Yanımızda Allah’ın
kitabından ve içinde deve yaşlarından ve birtakım yaralamalara ait hükümleri
içeren şu sahifeden başka biz ehli beyt’e mahsus okuduğumuz bir belge olduğunu
iddia edenler muhakkak ki yalancıdırlar, diyerek hutbesini şöyle devam ettirdi:
Medîne Ayr dağı ile Sevr dağı arasına kadar Harem sayılır; Kim burada bir bidat
ortaya çıkarır veya bir bidata kucak açarsa Allah’ın, Meleklerin ve tüm
insanların laneti onun üzerinedir. Kıyamet gününde Allah o kimsenin ne
tevbesini ne de fidyesini veya o kimsenin farz ve nafile ibadetlerini kabul
etmeyecektir. Kim babasından başkasına babası olduğunu iddia eder veya bir köle
efendisinden başka birini kendi efendisi kabul ederse Allah’ın, meleklerin ve
tüm insanların laneti bu kimseler üzerine olup Allah bu kimselerin de ne farz
nede nafilelerini kabul etmeyecek veya bunlardan tevbe ve fidye de kabul
edilmeyecektir. Müslümanların zimmeti yani taahhüt edip koruması altına aldığı
konudaki garantisi birdir. En aşağı durumda olanları dahi aynı durumdadır.”
Diğer tahric: Müslim,
itk
Tirmizî: Bazıları
A’meş’den, İbrahim et Teymî’den, Harîs b. Süveyd’den ve Ali’den bu hadisin bir
benzerini bize aktarmışlardır.
Tirmizî: Bu hadis
hasen sahihtir. Değişik şekillerde yine Ali’den rivâyet edilmiştir.